ELVEDA ŞEHR-İ RAMAZAN (21 MAYIS 2021)
AH ŞU CORONA FELAKETİ !
Daha dün yolunu hasretle bekliyorduk…
Hilal doğmuş, gönüller rahmet kapılarına yönelmişti. Büyük bir Ramazan ve Oruç hazırlığı başlamıştı.
Buruk bir sevinçle seni karşılamıştık. Çünkü Camilerde hatimle Teravih namazlarına katılamayacaktık. Akrabalarla, dostlarla, arkadaşlarla bir araya gelip iftar sohbetleri yapamayacaktık. 5 Cuma namazımızı ve Bayram namazımızı cemaatle kılabilecek miydik?
Buna rağmen evlerimizde ailelerimizle birlikte namazlarla, dualarla, zikirler, Kur’an okuma, salat ü selamlar ve ilahilerle diller nasılda tatlanmıştı.
Güneş ile dostluk besteleri yazan çöl susuzluğundan damaklara damlayan hararet, ağızlardaki kuruluk “oruçlunun ağız kokusu misk ü amberdir” övgüsüne, iltifatına mazhardı.
Minik eller, iftar ve sahur vaktinde “ben oruçluyum” nazlanmaları içerisinde heyecanlı bir bekleyişle ellini açıyorlardı.
Oruç da bitti, demeyelim.
Kadir Gecesi de geride kaldı, demeyelim.
Nafile namazlar yok, demeyelim.
Lütfen şöyle diyelim:
Şevval’in ilk günü Fatiha ile hatim tekrar başlayacak.
Oruçlarım bir dahaki Ramazan’a kadar nafile oruçlarla sürecek. Ramazan bereketi, Ramazan rahmeti ve feyzi, sükûneti semamızdan kaybolmadan aşk sağanağından gönül hazinemizi dolduracağız.
Ramazan medeniyetini doya doya bütün hayatımız boyunca yaşayacağımız gün; huzur, saygı, sevgi çiçekleri etrafımızı gül kokulu bahçelere çevirecektir.
Alıştığımız güzel hasletlere devam edelim. Ramazanın vedasıyla birlikte Teheccüdlerimiz , namazlarımız, hayır ve hasenatımız, güzel huylarımız elveda dememelidir.
Ah Ramazan-ı Şerif Ah!
“Gecenin bir kısmında kalk secde et, tesbih et” emrinin muhatabı, yaratılmışların en keremlisi, Hatem’ul-Enbiya, Habib-i Ekrem’in ümmeti olarak gecelerin secdesini, sahur vaktinin esintisini hissedip duruyorduk neden gidiyorsun!…
Senin ayrılığın bizi mecnuna çevirecek.
Kameri ay mı senin etrafında dönüyor da onun için mi gitmektesin! Ay tekrar gelecek ama sen ancak 11 gidiş gelişten sonra bizi şereflendireceksin.
Yoksa iklimler, mevsimler, Corona felaketi mi seni rahatsız etti? Teravihlerde Camileri dolduramayışımız, salatü selamlarla camileri inletemeyişimiz mi seni kırdı? Yoksa Öksüzü, yetimi, garipleri doyuramayışımız mı seni üzdü?
Anladım tamam.
“Her şey kader ile hareket eder” ilahi fermanına boyun bükmüşsün.
Ben de o makama büktüm boynumu. Tamam, anla bizi, razı olduk senden, Sen de razı ol bizden…..